Koca 1 dönem geçti.Yeni insalar.. Bir sürü..Tanıştık ettik.Kimileriyle samimi oldum.Kimileriyle sonradan arayı açtım.Ama farketmezdi aynı yerdesin çünkü görmeme gibi bir şansın yok sonuçta orda.Şimdi şöyle bi dönüp bakıyorumda 4ayda ne çok değişmiş orda.Kimler kimler yakınmış kimler biribirinin yüzüne bakmıyor şimdi.İyi bildiklerim iyi değiller.Kötü bildiklerimde bi değişme olmadı yanılmadım.En çok çıkarcı yüzlerle karşılaştım.Mesela dikkatimi çeken şeyler vardı.Çoğu insan el üstünde tuttu beni eyvallah.Hatta yine çoğu sadec söyleyecek bir şey bulamadıkları için susup,bakıp "doğa çok iyisin" dedi.İYİ olmak.Çok zormuş orda öğrendim.Allah iyi insanlar çıkarsın hep karşımıza.Çok önemli bir dilekmiş orda öğrendim.Kız arkadaşlarıma diyorum yani yakışıklı birini bulmak çok kolay,zengin birini bulmak çok kolay ama iyi insan bulmak o kadar zormuş ki anlatamam size.Herkes özünde iyi eyvallah zaten davranışlarda sorun var.Anlaşabilmek önemli.Soruyorum arkadaşlarıma ya sizin okuduğunuz yerde böyle şeyler yok mu ? Yok diyorlar daha çok emin oluyorum seçilmiş insanlarla donatılmış bir yerde okuduğumdan.Mesela evde kalan erkek arkadaşlarımız var .İzmirde olsa ben bugüne kadar çoktan gitmiştim.Yemekler yapmıştık çoktan oyunlar oynamıştık.Orda çekiniyorsun.Eğer sen birinin evine gidersen ertesi gün bütün okul duyuyor mesela.Ha diyeceksiniz çok mu önemli milletin ne dediği.Değil.Keşke milletle kalsa.Sonra oranın yerli halkından olan pislikleri peşinizi bırakmaz.Zehir olur size orası dar gelir.Güvendiğiniz kişilerle olursanız sorun yok tanımak lazım.Tanıdık zaten artık yapıcaktık gazianetpli arkadaşımız çiğköfte yapıcaktı.Finaller geldi olmadı.2.döneme kısmet artık.Nerden nereye geldim yine.Ama ben kendime laf söyletmem.Benim lafım geçemez kimsenin arasında.Geçiyor tabi ama kötü şekilde değil.Birileri çirkin şeyler söylese hakkımda"Doğa yapmaz" diyen çok olur.Demekle kalmazlar biliyorum.Sevilmek,güvenilmek çok güzel işte.bunuda yine kendin sağlıyorsun tabi.Sadece İzmir gibi değil orası.Olamazda.Ama çok özledim arkadaşlarımı.İzmir'e de doyamadım daha.Ne oraya aitim ne buraya.
Kapalı bir sandığın içinde günışığına çıkmayı bekleyen, kıymeti bilinmemiş bir define değilim ben..Hakkımda soracağın her sorunun cevabı üç aşağı beş yukarı sende saklı zaten..Beni keşfetmeye çalışmanı da keşfettiğini sanmanıda istemem..Tanımak zorunda değiliz birbirimizi, daha bir arpa boyu tanıyamamışken kendimizi..Başkaları hakkında edinilen bilgiler,çöplükten gelişigüzel çıkarılan yiyeceklere benzer..Tadına varamayacak olduktan sonra, kokutmak zorunda değiliz beynimizde...
Şimdi nereye gidiyoruz? Bütün güneşlerden uzağa mı? Durmadan düşmüyor muyuz? Öne, arkaya, sağa, sola, her yere düşmüyor muyuz? Hâlâ bir yüksek ve alçak kavramı var mı? Sonsuz bir hiçlik içinde aylak aylak dolaşmıyor muyuz? Yüzümüzde boşluğun nefesine... duyumsamıyor muyuz? Hava şimdi daha soğuk değil mi? Geceler gittikçe daha fazla karanlıklaşmıyor mu? Tanrı öldü! Tanrı öldü! Onu öldüren biziz.. "Nietzsche"
Ben yolumda yürüyordum, sonra o ışıklar gözlerimi aldı ardından söndüler. Hep zayıfmış o birlikte dans ettiğim ışıklar. Sonra yıldızlar kayarmış yukarda ben görmesemde, kulağıma fısıldayan denizmiş,hep yaparmış öğrenmeliymişim. Biri vardı bi zamanlar... tanıdığım, güzel hayalleri vardı ama dediki dün rüyamda 'benim hayallerim yok sen üzülme'. 'Üzülme' dedi 'bugün yazı geldi belki yarın turayı seçersin'.
''İnsanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor; bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz. Hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını. Daireyi tamamla. Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için. Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. Geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen o ol.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder