Yavaş yürüyor.Sanki biyerlere erken gitmemek için.Geç kalmamak için zamanında önce çıkmış yola.Yanlış mı yapmış ? Kimene.. Kim bilebilirdiki yoldaki engelleri ? Tökezlemiyor değil bazen gittiği yolda.Ama hiç umudunu kaybetmiyor.O kaybediyor sanıyor ama ben görüyorum,sahte değil..Hala gerçek umutlar bunlar.Kaçmıyor.Gidecek bir yeri olmadığından.Olsa gidermiydi.Bilmiyor ki.Kendi olmayı seçermiydi ? Bak onunda cevabı yok. Kafasında yanıtı olmayan soruları ve ona kene gibi yapışan soru işaretleri var.Bir de isyan eden şeffaf ünlemleri.Sadece içinde.Etrafına dağıtmıyor.Dağıttıkça kendide parçalanacak diye.Parçaları karanlıklara karışacak diye.Kendide zifiri karanlıkta değil mi zaten ? Ne farkeder ? O kadar kapatmış ki kendini,o kadar harcamış ki.. Kocaman gülüşlerini göremiyor.O içten gülüşlerini bile kendinden saymıyor.Heeey ! senin onlar.. Herşeye rağmen. İnan. Gözyaşlarını kupkuru rüzgara savuruyor.Soğuk,kokusuz rüzgara;alıp götürsün diye.İçine yeterince akıtmış çünkü.Derin dipsiz kuyu bile dolmuş ya.. Daha ne yapacak. Yeni yerler bulmalı,yeni karanlık yerler.. Yüreğinin aydınlığından daha karanlık ücra kelimeler.. Harfleri doldurmalı.. Başka türlü olmuyor olmuyor.
Bir mumu var karanlık olduğunda yakmak için saklıyor. Bir yandan da eriyip gitmesinden korkuyor. Yavaş yürüyor evet her yere erkenden varıyor geç kalmamak için hayata. Hep geç kalmış belki hep erken ama fark etmiyor onun için. Ne gidecek ne de kalacak bir yeri var. Evi varssa bir yerlerde nasıl gideceğini bilmiyor. Evi olsa mesela dolaplara soru işaretlerini asabileceğini umuyor. Bir ağaç olsa mesela kökleri toprağı sıkıca sarardı. Kökleri olmadığı için kelimelere tutunutdu mesela. Yeni karanlık yerler bulmalı evet, yeni sessizliklerde arınmalı hayata dair her şeyden.
Kendimi gördüm satırlarımda ve aklımdan geçenleri paylaşmak istedim. Teşekkür ederim her şey için...
sendeki yankımın büyüklüğünü bilmiyorum evet ama okuduğum her cümlede ben vardım sanki. bence biliyorsun nasıl olduğunu. yaşamadın ama biliyorsun. elbet fazlası vardır ama biliyorsun nasıl olabileceğini...
Kapalı bir sandığın içinde günışığına çıkmayı bekleyen, kıymeti bilinmemiş bir define değilim ben..Hakkımda soracağın her sorunun cevabı üç aşağı beş yukarı sende saklı zaten..Beni keşfetmeye çalışmanı da keşfettiğini sanmanıda istemem..Tanımak zorunda değiliz birbirimizi, daha bir arpa boyu tanıyamamışken kendimizi..Başkaları hakkında edinilen bilgiler,çöplükten gelişigüzel çıkarılan yiyeceklere benzer..Tadına varamayacak olduktan sonra, kokutmak zorunda değiliz beynimizde...
Şimdi nereye gidiyoruz? Bütün güneşlerden uzağa mı? Durmadan düşmüyor muyuz? Öne, arkaya, sağa, sola, her yere düşmüyor muyuz? Hâlâ bir yüksek ve alçak kavramı var mı? Sonsuz bir hiçlik içinde aylak aylak dolaşmıyor muyuz? Yüzümüzde boşluğun nefesine... duyumsamıyor muyuz? Hava şimdi daha soğuk değil mi? Geceler gittikçe daha fazla karanlıklaşmıyor mu? Tanrı öldü! Tanrı öldü! Onu öldüren biziz.. "Nietzsche"
Ben yolumda yürüyordum, sonra o ışıklar gözlerimi aldı ardından söndüler. Hep zayıfmış o birlikte dans ettiğim ışıklar. Sonra yıldızlar kayarmış yukarda ben görmesemde, kulağıma fısıldayan denizmiş,hep yaparmış öğrenmeliymişim. Biri vardı bi zamanlar... tanıdığım, güzel hayalleri vardı ama dediki dün rüyamda 'benim hayallerim yok sen üzülme'. 'Üzülme' dedi 'bugün yazı geldi belki yarın turayı seçersin'.
''İnsanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor; bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz. Hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını. Daireyi tamamla. Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için. Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. Geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen o ol.''
Bir mumu var karanlık olduğunda yakmak için saklıyor. Bir yandan da eriyip gitmesinden korkuyor. Yavaş yürüyor evet her yere erkenden varıyor geç kalmamak için hayata. Hep geç kalmış belki hep erken ama fark etmiyor onun için. Ne gidecek ne de kalacak bir yeri var. Evi varssa bir yerlerde nasıl gideceğini bilmiyor. Evi olsa mesela dolaplara soru işaretlerini asabileceğini umuyor. Bir ağaç olsa mesela kökleri toprağı sıkıca sarardı. Kökleri olmadığı için kelimelere tutunutdu mesela. Yeni karanlık yerler bulmalı evet, yeni sessizliklerde arınmalı hayata dair her şeyden.
YanıtlaSilKendimi gördüm satırlarımda ve aklımdan geçenleri paylaşmak istedim. Teşekkür ederim her şey için...
nasıl hissettğini yaşamadan bilemem,ama kıyısından köşesinden geçiyorum sanırım ..
YanıtlaSilsendeki yankımın büyüklüğünü bilmiyorum evet ama okuduğum her cümlede ben vardım sanki. bence biliyorsun nasıl olduğunu. yaşamadın ama biliyorsun. elbet fazlası vardır ama biliyorsun nasıl olabileceğini...
YanıtlaSildemek ki biliyorumm.. .)
YanıtlaSil